Geçen hafta Oksijen Gazetesi’nde karşılaştığım bir başlık beni düşünmeye sevk etti: “Bana arkadaşını söyle, sana sağlığını söyleyeyim.” Yazıyı heyecanla okumaya başladım ve anlatılanlar oldukça ilginçti. Kısaca özetlemek gerekirse, çevremizdeki insanların sağlığımıza olan etkisi düşündüğümüzden çok daha büyük. Olumlu ya da olumsuz ilişkiler, yalnızca ruh halimizi değil, aynı zamanda beden sağlığımızı da doğrudan etkileyebiliyor.
Olumsuz ilişkiler yaşam süremizi etkileyebilir…
Örneğin, sizi desteklemeyen, arkanızdan konuşan veya iki yüzlü davranan kişilerle sık sık bir araya geldiğinizi düşünün. Bu tür ilişkiler, fark etmeseniz bile içsel bir stres yaratır ve bu stres, zamanla fiziksel sağlığınızı da olumsuz etkileyebilir. Kalbiniz, sindirim sisteminiz veya uykunuz bozulabilir. Öte yandan, destekleyici, pozitif arkadaşlar ise adeta sağlığınıza güç katan vitaminler gibidir.
Sosyal bağların niteliği çok önemli…
Burada önemli olan şey, çevrenizde kaç kişi olduğundan çok, bu kişilerle olan ilişkilerinizin kalitesidir. Sosyal medya çağında, yüzlerce “arkadaş”ımız veya takipçimiz olabilir ama asıl önemli olan, bu kişilerin ne kadarının gerçek anlamda yanımızda olduğu. Gerçek dostlar, zor zamanlarda yanında olanlardır; sadece iyi gün dostu olanlar değil. Böyle samimi ve destekleyici ilişkiler kurmak, sağlıklı bir yaşam için temel bir gereklilik haline geliyor. Bu da, kalp sağlığınızı korumaktan zihinsel sağlığınıza kadar birçok konuda olumlu etkiler yaratıyor.
Sağlıksız ilişkilerden kaçınmak gerek…
Peki, bu kişilerle ilişkilerimizin sağlığımıza nasıl etkileri olduğunu nasıl anlayabiliriz? Sosyal çevremizdeki insanlara dair kendimize sorular sormak iyi bir başlangıç olabilir. Örneğin:
- “Bu kişi bana kendimi nasıl hissettiriyor?”
- “Bu kişiyle zaman geçirmek bana enerji mi veriyor, yoksa enerjimi mi tüketiyor?” Bu tür sorular, size iyi gelen ve gelmeyen kişileri daha net ayırt etmenize yardımcı olur. Özellikle sizi sürekli strese sokan insanlarla daha az vakit geçirmek, sağlığınıza olumlu yansıyacaktır.
Stres ve kalp sağlığı arasındaki ilişki önemli…
Buna dair güzel bir örnek de iş yerinde sürekli olumsuz konuşmalar yapan ve işin zorluklarını büyüten bir meslektaşınız olabilir. Bu tür kişilerle her gün iç içe olmak, fark etmeden sizi de yorar, strese sokar ve işinizden keyif almanızı zorlaştırır. Bu nedenle, mümkünse böyle kişilerle aranıza sınırlar koymak ve kendinize sağlıklı bir mesafe yaratmak, uzun vadede kalp sağlığınızı bile koruyabilir.
Bize iyi gelmeyenlerden uzak durmak gerek…
Hayatınızdaki insanları dört kategoriye ayırabileceğinizi öğrendim: Size iyi gelenler, kötü gelenler, hem iyi hem de kötü özellikler barındıranlar ve zararlı olanlar. Özellikle “zararlı” kategorisine girenlerden uzak durmak, sağlığınız için yapabileceğiniz en değerli adımlardan biri olabilir.
Hangi ilişkilerin telomerlerimizi kısalttığını bilmeliyiz…
Araştırmalar, bu tür sağlıksız ilişkilerin vücudumuzdaki hücre yenilenmesini bile etkileyebileceğini gösteriyor. Telomer adı verilen ve hücrelerin yaşlanmasını yavaşlatan yapıların sağlıksız ilişkiler sonucu kısalabileceğini biliyor muydunuz? Telomerlerin kısalması, yaşlanma sürecini hızlandırabilir ve ömrü kısaltabilir. Yani, ilişkilerimiz gerçekten de sağlığımız ve uzun ömrümüz üzerinde düşündüğümüzden çok daha büyük bir etkiye sahip.
Bu bilgiler beni oldukça etkiledi. Sağlığı çoğunlukla fiziksel bir konu olarak ele alırız; beslenme, spor, uyku gibi başlıklarla sınırlı kalırız. Ancak sosyal çevremizin “telomerlerimiz” üzerinde etkili olabileceğini fark etmek oldukça düşündürücü, değil mi?
O halde bugün, elinize çayınızı veya kahvenizi alın ve bir kâğıt kalemle sosyal çevrenizi gözden geçirin. Çevrenizdeki insanların sağlığınıza olan etkisini düşünün. Belki de telomerlerinizi olumlu yönde etkileyen dostlarınızın kıymetini daha çok fark ederken, zarar veren ilişkilerden uzaklaşmanın sağlığınıza katkılarını göreceksiniz.
Kendinize ve telomerlerinize iyi bakın…
