“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”
Kanuni Sultan Süleyman’ın hasta yatağında bu sözleri söylediği günden bu yana kim bilir
Dünya denen bu gezegende Güneş’in etrafında kaç kez döndük, kaç mevsimi devirdik, kaç
insanoğlu dünyaya “merhaba” dedi ve gözlerini yumdu da bu dizelerin anlamı zerre değişmedi…
”Sıhhat”.. Olmazsa olmazımız, yokluğunda dünyamızın şaştığı, suya hasret çöller gibi
çatladığımız; varlığında ise baharı selamlayan kiraz dalları gibi coştuğumuz o muazzam
hazinenin ta kendisi… Varken değerini bilmediğimiz, hor kullandığımız, kıymet
vermediğimiz; yokken varlığının bizim düşündüğümüzden daha fazla yer kapladığını ve
onsuz olamayacağımızı idrak ettiğimiz o büyük “Sevgili”…
Peki bir insan sonunda acı çekeceğini bile bile neden acı doğuracak eylemler içine girer?
Daha da somutlaştırmak gerekirse, düzenli olarak bakmadığımız, ilgilenmediğimiz bir şeyin
bir gün eskiyeceğini, eskisi kadar bizi mutlu etmeyeceğini bildiğimiz halde neden bedenimize
– sonrasında da zihnimize – gereken özeni, bakımı göstermeyiz? Yani felaket geliyorum diye
bağırırken, neden insanoğlu kendi sesine kulak tıkar?
Bunun cevabını yazmaya kalksam hep bir şeyler eksik kalacak, konu o kadar kapsamlı ve
geniş ki…

Ancak benim gözlemlediğim, içinde bulunduğumuz sistem biz “kendimizi çok fazla
düşünmeyelim, kendimizle çok fazla ilgilenmeyelim, bilinçli tercihler yapmayalım, yaşamı
farkındalıkla ve tam olarak yaşamayalım” diye organize olmuş… Tüm uyaranlar, aktiviteler
dış dünyaya odaklanmamız üzerine kurulmuş.
Öyle ya… Ya kendime-bedenime odaklanıp gıda endüstrisinin gıda tercihlerim üzerine
oynadığı oyunu fark edip bozarsam, ya da… Ya özüme dönüp uykumu uyumak için sosyal
medyada daha az vakit geçirip daha az dijital ayak izi bırakırsam… Ya egzersizin önemini
kavrayıp, sedanter yaşam tarzından hareketliye geçip daha az ilaç kullanırsam… Ben
aydınlanırsam, sen aydınlanırsan nasıl tüketilecek o üretilen binlerce işe yaramayan şey?
Nasıl dönecek sistem?
Bana kalırsa sağlık & sıhhat, bir “aydınlanma/fark etme” konusudur. Sistemin nasıl
döndüğünü “anlama” meselesidir. Ancak aydınlanan bireyler, kalıcı sıhhat için çabalar, emek
sarf eder, araştırır, okur, öğrenir, uygular ve sevdiklerini de bu çabasına dahil eder…
Fonksiyonel wellness koçu olarak görevim sıhhatinize giden yolda sizi aydınlatmak, rehberlik
etmek ve Kanuni’nin dediği gibi “Devlet” yerine hayatınızda “Sıhhat”i önceliklendirmenizi
sağlamak…
Kalın sağlıcakla…
Naz